ARDA SAYıNER BODRUM’A GüVENIYORUZ

Arda Sayıner

Dünyaca ünlü Scorpios’un kurucularından Thomas Hayne ile Bodrum’da açtıkları yeni lokasyonlarında buluştum. İşte 75 bin m2’lik bir yatırımla ülkemize giriş yapan markaya dair sohbetimizden anekdotlar.

MARKANIN İLK OTELİ

2015 yılında Thomas Hayne ve Mario Hertel tarafından Yunanistan’ın Mykonos adasında hayata geçen Scorpios dünya çapında elde ettiği bilinirliği artık Bodrum’a da taşıdı.

Global bir tatil destinasyonu olarak Bodrum’un marka değerini bir kez daha kanıtlayan bu 75 bin m2’lik dev yatırım, şimdiden Scorpios’ın global misafir ağını ülkemize taşımaya başladı bile.

Sadece ünlü global DJ’ler, restoranlar ve sahil alanları ile değil markanın temel felsefesinde yer alan ritüel alanlarıyla da ses getirdi.

Mekânın açılış partilerinde özlediğimiz nitelikli turist profilini görmek, böylesine markaların ülkemize gelmesinin ne kadar önemli olduğunu bana bir kez daha hatırlattı.

Eğlence konseptinin yanında, Scorpios’ta bütünsel iyilik ve holistik konularda birebir dersler alabileceğiniz etkinlikler de mevcut.

Bu kültürel programlarını Bodrum’a taşıyan Scorpios aynı zamanda ilk kez kendi otelini de açarak 12 lüks bungalovun yer aldığı butik bir konaklama hizmeti de sunmaya başlayarak fark yarattı.

TÜRKiYE’NİN ENERJİSİ ÇOK ANLAMLI

Mekânın teras alanında, markanın kurucularından Thomas Hayne ile buluştuk.

Şu an planladıkları Tulum ve Dubai lokasyonlarından önce niçin Bodrum’u tercih ettiklerini konuştuk.

İki yıl önce şu an Scorpios’un olduğu koydan tekneyle geçerken buranın doğasına hayran kaldığını söyleyen Hayne “Burayı gördüğüm an hayalimdeki yeri bulduğumu anladım” dedi.

Türkiye’nin turizmdeki gücüne ve Bodrum’un marka değerine güvendiklerini vurgulayan Alman asıllı iş insanı “Almanya ve Türkiye arasında tarihten gelen kültürel ve sosyal bir bağ var. Bu çok kıymetli bir değer. Bunun yanında ilk lokasyonumuz olan Yunanistan ile de Türkiye arasında da aynı derece derin ve güzel bir ilişki var. Şu an düşündüğümüzden de öte bir ilgi görüyoruz. Özellikle ritüel alanlarımıza olan rağbet mutluluk verici. Türkiye’nin holistik tarihi ve enerjisi de buradaki ritüelleri daha anlamlı kılıyor. Kısacası Türkiye’de olmaktan mutluyuz, buranın geleceğine ve ülkeye güveniyoruz” dedi.

SÜRDÜRÜLEBİLİR LÜKS

Bodrum’daki bir diğer ziyaretim The Edition Otel’e oldu. Gözlemlerimden anladığım Bodrum’a nitelikli turisti getirme konusunda otel yönetimi yıllardır süregelen çizgisini ve stratejisini yine bozmamış.

Böylesine bir kitleye sunulması gereken gastronomik zenginliği de sağlamış.

Amalfi kıyılarını anımsatan bir dekorda, şef Stefano Ciotti’nin büyükannesinin tarifleri BRAVA’da modern bir hale kavuşmuş.

Özellikle taşınabilir mini bir opera sahnesi içindeki müzik ve ışıklı tatlı sunumu, şefin yaratıcılığının yemeklerin ötesine geçtiğinin kanıtıydı.

Odalarda sıfır plastiğe geçen oteldeki Tetrapak ambalajlı yüzde 100 geri dönüştürülebilen sular Bodrum’da hiç rastlamadığım ve aslında su gibi sıkça tüketilen bir ürün için olması gereken uygulama. Otel genel müdürü Mustafa Bulmuş ve ekibine tebriklerimle.

EV SICAKLIĞINDA OTEL KONFORU

Bodrum Loft’ta deneyimlediğim ev hissiyatındaki otel konforu bana sıcak, farklı ve keyifli geldi.

Sunduğu lüksün yanında ferah veranda alanları, açıkhava mutfakları, büyük bir salon ve deniz manzaralı odalarıyla geleneksel bir Bodrum evini otel konseptinde sunan tesiste dönemsel kiralamalar yapılabilir ve büyük aileler rahatça konaklayabilir.

Otelin Michelin rehberine giren Deniz Aşan yönetimindeki Loft Elia restoranı ise açık ara Bodrum’daki en iyi Ege mutfaklarından biri diyebilirim.

Şef Aşan global geçmişini Bodrum’un doğasıyla birleştirmiş, yemekleri kadar sohbetinden de keyif alacağınız bir isim.

Özellikle kereviz sıyırma ve Limonchello’lu ekmek tatlısı tavsiyem.

   

2024-07-01T04:55:16Z dg43tfdfdgfd