DOğA RUTKAY: TüKENMIşLIK SENDROMU YAşAMA şANSıM YOK

‘Su gibi’ sözü Doğa Rutkay için söylense yeridir. Güzelliği ‘su gibi’ duru, berrak, doğal. Kişiliği ‘su gibi’ insanı rahatlatan, iyi hissettiren, özgün ve özgür. Dolayısıyla onunla yapılan işlerde zorluklar olsa da hayata yaklaşımı sayesinde eminim ‘su gibi’ akıyordur.

   

Fotoğraflar: HAGGAY BAYSEL

Biz Doğa Rutkay’ı çok seviyoruz. Oyunculuğunda, girdiği rollerin hakkını veren, bugüne kadar tek olumsuz, magazinsel bir olayına şahit olmadığımız bilakis ailesine ve evlatlarına adanmışlığı ile örnek alınacak bir sanatçı.

Yüzde Yüz İlham Veren Sohbetler’de mesleğine olan saygısı, tutkusu ile örnek gösterilecek kadar tutarlı olan Doğa Rutkay ile sizler için ilham olacak sohbetimizi paylaşıyorum.

 

SOYADIMIN FARKINDALIĞINI VE KEYFİNİ SÜRDÜM

- Doğa Rutkay olmak bir çokları için dışarıdan bakıldığında kolay gibi görünse de esas zorluğun ünlü ve sevilen bir sanatçının -Rutkay Aziz- kızı olarak kendi ismini oluşturması daha zor gibi geliyor bana… Bu süreçten bahsedebilir misiniz?

DOĞA RUTKAY: Öncelikle çok naziksiniz, dışarıdan bakıldığında öyle görünüyor olmak çok güzel... Ben hiçbir zaman babamın ismi ile, babamın sanatıyla ve duruşuyla yarış içine girmemiş bir çocuk oldum. Aksine her zaman onun gölgesinde kalmayı her şeye tercih ettim. Ondan öğrenebileceğim, ondan edinebileceğim bütün tecrübeleri kendi hayatımda ve mesleğimde o kadar çok deneyimledim ve bunun şansını yaşadım ki... Olmak istediğiniz, dönüşmek istediğiniz bireyi yaratırken kendi çabanızla, kendi yeteneklerinize güvenerek, hiçbir yarışa girmeden, aksine kendini geliştirerek, öğrenerek, yakınında senden bilgili, senin mesleğine ışık tutan biri olduğunda bunun faydasını görebilmek çok büyük şans. Zorlukları oldu mu? Elbette oldu çünkü ister istemez sizden önce tanınan babanız sizin önünüzde örneğiniz olduğunda, öncülüğünüz olduğunda insanlar sizi mutlaka kıyaslıyor. İnsanlar sizi mutlaka izliyor. Bunlar tabii ki zaman zaman beni de zorlamıştır… Ancak kendi kişiliğimi oluştururken, mesleğimi seçerken bu soyadı taşımanın hem farkındalığını hem keyfini sürdüm. Bu sebeple şimdi olduğum yerden ve babamın kızı olmaktan çok mutluyum.

- Kendinizi çok sade haliyle oyuncu, eş, anne olarak mı yoksa ‘benim artık oturmuş bir ismim ve ona yüklediğim bir anlam var ve bu markayı sürdürmem gerekiyor’ diye mi düşünüyorsunuz?

DOĞA RUTKAY: Hepsi birden sanırım… Sabahları uyandığımda anneyim, çocuklar okula gittikten sonra başlıyorum evi toparlamaya. Tam zamanlı ev hanımıyım, eşimle kahvaltı, günlük planlar, çalışma zamanım geldiğimde ezbere oturduğumda, sahneye çıkma günüm geldiğinde, çalışmayı çok seven okuyan üreten, ayakları üstünde sağlam durmaya çalışan bir sanatçıyım. Toplumun göz önünde olmanın gerektirdiği sorumlulukları, sokakta sevgi görmeyi, sosyal medyamda açtığım kapıyı hiç tanımadığım dostlarla aralamayı seven tüm bu güzelliklerin kıymetini bilen biriyim… Akşam oldu mu kafamı yastığa koyduğumda ertesi günün telaşesini, evlatlarımın ihtiyaçlarını, eksiklerini düşünen, her an geleceği düşleyen tam zamanlı sıradan bir insanım.

- Harika özetlediniz ve temposundan yorulanlara bence ilham verici bir bakış açısı oldu. Peki başarılı bir oyuncu sizce nasıl olur?

DOĞA RUTKAY: Bunun net bir cevabı olduğunu düşünmüyorum. Aslında kime sorsanız herkes kendi tecrübesine göre cevap verecektir. Ancak benim yolculuğumda fikrimce, yapmak istediğim mesleğin okulunu okumak, kendi yeteneklerim doğrultusunda hangi türe yeteneğim olduğunu keşfetmek, bununla ilgili kendini geliştirmek, okumak, bol bol izlemek, dinlemek her zaman insanı geliştirir. Meraklı ve iştahlı olmak benim en sevdiğim anahtarlar! Kendin olmak! Kimseyi taklit etmeden, kimseyle yarışta olmamak, engin bir bilgi denizinde kendi yorumunu katarak yol almak bence başarı. Başarı olabileceğinin tam zamanlı en iyisi olmak. Hatalarla barışmak, zaman zaman düşmek, kalkmak, cesaretle yol almak.

İYİ BİR KOMEDYEN İZLEYİCİ ANALİZ EDEBİLMELİ

- Komediyi oldukça zor, algısı geniş, zeka isteyen ve sürdürebilirliği en zor alan gibi görüyorum. Siz komediyi nasıl görüyorsunuz?

DOĞA RUTKAY: Komedi oyunculuğu çok yetenek ve beceri gerektiren bir sanat. Oyuncuların zamanlama, ifade, doğaçlama ve fiziksel komedi gibi çeşitli yeteneklere sahip olmaları şart. Komedi, izleyiciyi güldürmek ve eğlendirmek amacıyla yapılan bir performans türü ve bu nedenle büyük bir özen ve dikkat gerektiriyor! Başarılı bir komedi oyuncusu, izleyicinin tepkilerini iyi analiz edip, anında geri bildirim alarak performansını şekillendirebilmeli. Biz de Güldür Güldür Show’da tam bunu yapıyoruz. Ayrıca komedi oyunculuğu duygusal zekayı ve derin bir empati duygusunu da gerektirir çünkü mizahın birçok katmanı ve anlamı var. Kısacası komedi oyunculuğu hem eğlenceli hem de son derece zorlayıcı bir meslek bence.

- Peki ya sizden bir dramı oynamanız istense yön değiştirmeniz mümkün mü?

DOĞA RUTKAY: Elbette… Ben oyunculuk okulu mezunuyum. Eğitimimiz içinde onlarca drama çalıştım. Çok severim. Ancak dramayı sanırım sahnede yaşamak ve bir tiyatro eseriyle buluşmayı tercih ederim. Ekranda gülmek ve güldürmek çok hoşuma gidiyor çünkü.

HAYATI ISKALAMADAN YAŞAMAK İSTEDİK

- Babanızla birbirinizin oyunculuğu ile ilgili eleştirileriniz nasıl oluyor?

DOĞA RUTKAY: Ben babama ancak hayranlık duyup onu seyrederken neredeyse tarifsiz duygular yaşıyorum. Babamsa beni her zaman eleştirir ve daima da eleştirmesini isterim çünkü onun bana yaptığı her uyarının, verdiği her fikrin bendeki aydınlanması bir başka oluyor…

- Urla’lı oldunuz… Benim de çocukluğum, gençliğim bu güzel yerde geçti. Karar vermek ve sonrasında devam ettirmekte sizi kararlı kılan şeyler neler oldu?

DOĞA RUTKAY: Sanıyorum İstanbul’da hem çalışmak hem çocukları büyütmek hem orada yaşamaya çalışmak yordu bizi. Birkaç sene önce Urla’da kendimize bir yuva yapmıştık. Hayal kurmuştuk burada biraz zaman geçiririz diye. Ben de eşime dedim ki ‘neden daha çabuk olmasın ki?’ Doğada bulutların altında ayaklarımız çimlere basarken, her gün yeni bir çiçeğin açılışını seyrederken, çocukları büyütmek daha zevkli oluyor. Biz de orada yaşamayı çok sevdik. Hayatı ıskalamadan yaşama şansımız olsun istedik. İyi ki de yapmışız, çok memnunum.

- Müthiş bir temponuz var. Bir çok kişinin tükenmişlik sendromu yaşadığı günümüzde sizin şarjınız neler oluyor?

DOĞA RUTKAY: Benim tükenmişlik sendromu yaşayacak bir şansım yok gibi hissediyorum, iki tane evladım var, benimle yaşayan, bana ihtiyaç duyan, canı gönülden her anlarını, her saniyelerini, büyüdüklerini izlemek istediğim bir hayatım var. Benim için sihirli kelimeler vardır. Günün doğuşu, aldığım nefes, sevdiklerim, sahip olduğum hayat, evlatlarımın gülüşleri, eşimin varlığı, çok severek yaptığım bir mesleğim ve iyi ki varlar dediğim dost çevrem. Sanıyorum hayata karşı umudumu ve yaşama enerjimi tüm bunlardan alıyorum.

BAKIŞ AÇIMI DEĞİŞTİRMEYİ SEVİYORUM

- Çevrenize ve izleyenlere verdiğiniz olumlu enerji tam da bu… Peki sizi zorlayan durumlar nelerdir? Ve bunların üstesinden nasıl geliyorsunuz?

DOĞA RUTKAY: Öncelikle zorlukları kabul etmeyi, sevmeyi ve onlarla barışmayı öğrendim. Öteki türlü zaten işin içinden çıkılmıyor bence. Sanıyorum herkesin bir sistemi var. Benim sistemim çocukluğumdan beri zorluklara karşı, üzüntülere karşı, hayal kırıklıklarına karşı onlarla iletişim kurmaktan geçiyor! Sistemim mutlu ve pozitif olmaktan yana ve aklım böyle çalışıyor. Kendimi bildim bileli iyi düşüncelere, güzelliklere yönelen bir yapım var. Bu da beni, kendimi güçlü hissettiğim zamanlar kadar güçsüz hissettiğim zamanlarda da koruyup kolluyor sanki… Ben hep böyle olduğuna inanıyorum! Bakış açımı değiştirmeyi seviyorum. Zor bir zaman içinden ‘en hızlı nasıl hareket edebilirim? ya da nasıl buradan kendime, çevreme bir fayda sağlayabilirim? ya da kendimi nasıl daha iyi hissedebilirim?’ diye düşündüğümde sanki mucizevi bir şekilde farklı kapılar açılıyor. Ben de o anın şartlarına ve o anın belirleyici unsurlarına göre bu kapılardan birini seçiyorum! Zorluklar da güzel, hatalarda, başarısızlıklar da!! Zaten bunlar olmasaydı 46 sene bu deneyimlere sahip mutlu biri olmazdım.

NEVRA SEREZLİ’YE SAYGILAR

- Çok sevip saydığım Nevra Serezli ile yaptığım röportajda oyunculuğu kadar ailesine de çok özen gösterdiğini öğrenmiştim. Tüm bunlarla beraber laik ve çağdaş duruşunuzu da kendisine benzetiyorum. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

DOĞA RUTKAY: Ah bu ne büyük bir mutluluk benim için! Çok kıymet verdiğim, değerli Ustam, değerli hocam Nevra hanımcığıma benzetilmek… Seneler evvel benim ilk tiyatro oyunumu izlemeye gelmişti. Yeni mezundum daha. Onun karşısında oynarken dizlerim titremişti. Tam da söylediğiniz gibi kendisi aile hayatına, mesleğine, seyircisine sonsuz özen göstermiş bir ustadır. Sanıyorum bu anlamda kendisiyle birazcık yolum kesişiyorsa ne mutlu bana. Benim için de iyi bir sanatçı olmanın ötesinde, iyi bir insan olmak, toplumun sevdiği, saydığı bir birey olabilmek ki ben de topluma karşı böyle davranılması gerektiğini düşünüyorum, eş zamanlı mesleğimde, meslek yolculuğumda yürürken benim için çok önemli. Buradan da, bu röportaj vesilesiyle de yeniden saygılarımı ve hürmetlerimi iletiyorum hocama!

- Evet aile ve işi çok iyi bir dengede götürüyorsunuz. Gördüğüm için söyleyebilirim çocukların temposu oldukça yüksek gibiJ Sıradan bir gününüz ve haftanızdan bahsedebilir misiniz?

DOĞA RUTKAY: Sürekli bir rollercoster da gibi geçiyor zaman! Habire anneler havada uçuşuyor, aktivitelere bayılıyoruz, kedimiz, köpeğimiz, bahçe işleri, okul planları ve uzun sofralar… Allah gönlüme göre verdi. Zaten hareketli ve fazla enerji sahibi biriydim, bunca enerji boşa gitmedi! Sebebi evlatlarımmış.

SİNEMA FİLMİ YAKINDA

- Yakın zamanda hayata geçirmeyi planladığınız projeleriniz var mı?

DOĞA RUTKAY: Bu sene oldukça yoğun bir takvimim var. Güldür Güldür devam edecek, araya bir sinema filmi girecek kışa doğru. Ardından eski televizyon programıma geri dönmek üzerine hoş teklifler var, bakalım. Huzurum, sağlığımız yerinde olsun gerisi kolay.

 

SOHBETTEN İZLENİMLERİM

- Enerjisi hep yüksek.

- Çok güzel, pırıl pırıl ve temizlik duygusu uyandıran bir duruluğu var.

- Çalışkan ve öz disiplini yüksek biri.

- Nazik ve sevecen.

 

İKİLİ SEÇENEKLERDEN BİRİNİ SEÇİN

- Yürüyüş-Koşu: Yürüyüş

- Sıkılmak-Sabretmek: Sıkılmak

- Susmak-Konuşmak: Konuşmak

- Dans Etmek-Oturmak: Oturmak

- Klasik-Modern: Klasik

- Dobra-Politik: Dobra

- Samimi-Mesafeli: Mesafeli

- Uykucu-Uykusuz: Uykucu

- Sakin-Heyecanlı: Heyecanlı

- Kitap-Dergi: Kitap

- Doğa-Konfor: Konforlu doğa

- Kedi-Köpek: Her ikisi

- Güneş-Yağmur: Yağmur

- Çay-Kahve: Kahve

- Et-Ot: Ot

- Disiplinli-Rahat: Disiplinli

- Unutur-Affetmez: Affetmez

- Tatlı-Tuzlu: Tatlı

- Çin Yemeği-İtalyan Yemeği: Çin

- Şarap-Rakı: Şarap

- Esprili-Ciddi: Ciddi

 

 

KİMLİK

- Burcu: Akrep.

- Okuduğu okullar: Ankara Yükseliş Koleji, Nişantaşı Işık Lisesi, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü.

Bekar-aile: Aile.

- İlgi alanları: Yürüyüş, yüzmek, okumak, sudoku, bahçe işleri, klasik müzik.

 

YÜZDE YÜZ

- Senin için yüzde yüz tek gerçeklik nedir?: Aile,

- Yüzde yüz olmak istediğin yer neresi?: Evim.

- Yüzde yüz güvendiğin kişi?: Annem.

- Yüzde yüz bilmek istediğin şey? (kimsenin bilmediği ve senin öğrenmek istediğin bir şey): Geçmiş zaman insanlarının günlük yaşamları.

 

KİMSİN?

- Kimin beyninde olmak isterdin? -düşüncelerini merak ettiğin-: Elon Musk.

- Kimin gözleriyle dünyayı görüp algılamak isterdin?: Frida Kahlo.

- Bir tiyatro oyunu olsan hangisi olurdun?: Mikado’nun Çöpleri.

 

NOKTALI YERLERİ DOLDUR

- ….. çok iyi yaparım: Eev işleri ve valizleri.

- ….. hiç beceremem: Matematik.

- Çevrem beni ….. biri olarak tanımlar: İçten.

- Az kişi bilir ben ….. biriyim: Hüzünlü de.

 

- Manevi yatırımlarım: Kazandığım deneyimler ve dostlarım.

 

SANA DAİR KISA KISA

- Oyuncu olmasan ne olmak isterdin?: Tarihçi.

- 20 yıl önceki haline döndün, ona ne öğüt verirdin?: Sakin ol, hayat 40’ta başlıyor!

- Hayat motton varsa nedir?: Karakterin kaderindir.

 

İYİ Kİ…

- İyi ki yapmışım: Düğünümü ve evlatlarımı.

- İyi ki kabul etmişim: Kerimcan’ın evlenme teklifini.

- İyi ki başladım: Güldür Güldür Show’a.

- İyi ki yapmamışım: İçime sinmeyen işleri.

       

2024-08-31T12:03:48Z dg43tfdfdgfd