SERHAT DEMİREL KEDIMIZ BIZI NEDEN SEVIYOR OLABILIR

Serhat DEMİREL

HAYATINI bir kediyle paylaşan insanlar şuna ikna olmuş durumda: Kediler bizi sevmek zorunda hissetmeyen ama bizim onları ne kadar sevdiğimizi bilen canlılar. O yüzden biz ne kadar çabalarsak çabalayalım bu tablonun değişme ihtimali zayıf.

Fakat bir süredir bunun tersi olabilecek haberler okuyoruz. Kedilerin de bize karşı boş olmadıklarına yönelik emareler var.

Antisosyal olarak görülen kedilerin esasında böyle olmadığına inanan ve yılmayan bilim insanları kedilerin sosyal becerilerini hafife aldığımızı öne sürerek araştırmalarını yoğunlaştırdı.

Maine’deki Unity Environmental Üniversitesi’nde hayvan davranışı bilimcisi olan Kristyn Vitale’in bu konuda nefis bulguları var. Yavru kedi sahiplenecekler için de ağaç yaşken eğilir felsefesi gereği yol göstereceğine inanıyorum.

Vitale bir kedinin insana karşı davranışlarının nasıl şekilleneceğini şöyle anlatıyor: “İnsanlara karşı sağlıklı sosyal davranışların gelişmesi için kedilerin hayatlarının önemli bir döneminde insanlarla sosyalleşmeyi deneyimlemeleri gerekir. Dolayısıyla, daha önce hiç insanla karşılaşmamış bir kediniz varsa, özellikle de yavruyken, insanlardan korkarak büyüyeceklerdir çünkü insanların iyi şeylerin kaynağı olabileceğini hiç öğrenmemişlerdir. Doğru deneyimler verildiğinde, refakatçi kedilerin sahipleriyle kesinlikle bağ kurabildiğini, bu bağların güçlü olabileceğini ve zaman içinde istikrarlı olabileceğini görüyoruz.”

Vitale, kedilere ilgi gösterdiğinizde kedilerin de sizinle daha fazla zaman geçirdiğini düşünüyor ve aradaki bağı kuvvetlendirmek için yol gösteriyor: “Bence insanlar genellikle bir kedi alıp evde oturmasına izin veriyor ve onunla hiçbir şey yapmıyor. Asıl mesele bu bağı, neyi tercih ettiklerini ve birlikte neler yapabileceğinizi keşfetmek.”

Araştırmacının halihazırda üzerinde olduğu konu, evcil ve barınak kedilerinin sosyal bilişleri kıyaslaması. Vitale, “Ancak bunu açık havada yaşayan kedilerle yapmadık” diyor ve ekliyor “Roma’da Kolezyum’da yaşayan kediler var. Japonya’da, ziyaret ettiğim kedi adaları var, burada birlikte yaşayan büyük kedi grupları var. Bence buna bakmak ilginç olur: Dışarıda yaşayan bu kediler sosyal açıdan ne kadar zeki?”

Vardığımız nokta şu: Biz kedilerin sadece ihtiyaçlarını karşılayan ‘hizmekârlar’ olmaktan çıkıp, kedilere yoldaşlık eden canlılar haline gelirsek, karşılıklı bir sevgi oluşacak. Bence denemeye değer.

SICAKLARDA PENCERELERE DİKKAT

Yaz birden olabilecek en ağır şartlarla geldi ve serinlik arayışı evlerde bazı tehlikeleri beraberinde getiriyor. Bu tehlikelerin önemli kısmı kedileri ilgilendiriyor. Zira kapı-pencere açık otururken yeterince tedbir almazsak yaralayıcı hatta ölümcül kazalara sebep olabiliriz. Bir kedinin cam veya balkondan düştüğünde hayatta kalması, onun ne kadar yüksekten düştüğüne bağlı olarak değişiyor. Kedilerin dört ayak üzerine düşebilmesi için belli bir süreye ihtiyacı var ve eğer 5 kattan kısa mesafeden düşerse kendisini toparlayıp,kontrollü şekilde yere inemiyor. 5 kattan yüksekte 4 ayak üstüne düşebiliyor fakat bunda da iç kanama, kırık, çatlak gibi hayati sonuçları olabilecek rahatsızlıklar yaşamayacağının garantisi yok.

Yapacağımız şey basit: Pencereleri açıyorsak, kedilerin patilerine dayanıklı sineklik, balkonu çok kullanıyorsak, balkon kapısı için yine kedi patilerine dayanıklı sineklik, hatta işi biraz daha garantiye alıp balkonunuza file germeniz güzel bir yaz yaşamanızı sağlayabilir.

OKUR FOTOSU

BU NASIL GÜZELLİK

Okurumuz Ayhan Kalaycı, kedisinin fotoğrafını şu notla paylaşmış: “Kedimizin ismi Wanda. 6 yaşında. Fotoğrafını paylaşırsanız çok mutlu oluruz.” Fotoğrafı görünce içim sızladı. Yakın zamanda yitirdiğimiz kedimiz Minik’i hatırlattı bana. Okurumuza Wanda’yla beraber upuzun, sağlıklı bir ömür diliyorum. Sizden de kedinizin ya da köpeğinizin fotoğrafını bekliyorum.

NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’ten bahsederek sosyal medyada paylaşın ya da [email protected] adresine mail atın, seçip paylaşalım...

2024-06-29T04:02:15Z dg43tfdfdgfd